Gülsün Yüzünüz…
- Anasayfa
- Jinekoloji
- Doğum ve Sezeryan
DOĞUM VE SEZERYAN
NORMAL DOĞUM
Ben anne ve bebeğin sorunsuz, mutlu şekilde birbirine kavuştuğu, ailenin ve doğum ekibinin yüzünün güldüğü, tatlıların yendiği, sevinç fotoğraflarımızın gururla paylaşıldığı her doğum şekline NORMAL DOĞUM diyorum. İster vajinal yolla isterse karın yolu ile doğmuş olsun. Vajinal doğum normal, sezaryen anormal doğum mudur?
2 gebemde yaptırmış olduğum vajinal doğumlara içim sızlar. İkisi de anormal oldu. Birinde ben ısrar ettim vajinal doğum için bebek çok kötü çıktı ve küvözde kaldı. Diğerinde hastam ısrar etti vajen param parça oldu. Uyutarak saatlerce rahim ağzı, vajen, vulva tamiri yaptım. 1ay yürüyemedi hastam. Ameliyat oldu nihayetinde . Bebek vulvadan çıktı diye her gebe normal doğum yapmış olmuyor. Neticeye iyi bakmak lazım.
Hekim ya da ebe müdahalesi olmaksızın vajinal doğum yapabilen çok az sayıda kadın var.
Son 10 yıl içerisinde yaşam şartlarımız çok değişti. Güneş ışığı almıyoruz, yürümüyoruz, tarlada bahçede çalışmıyoruz, alaturka tuvalette bile bacaklarımız yoruluveriyor ve diz dirsek pozisyonunu bile unutmuşuz. Çevremizden devamlı korku ve negatif duygu, bilgi yükleyen kadınlarla çevrili olabiliyor etrafımız.
GEBELİK,DOĞUM,LOĞUSALIK EĞİTİMİ ALMAK
Vajinal doğum yapmak isteyen kadınlarımızın doğum öncesi harika bir ruh haline sahip olmaları, istekleri, egzersizlerini , beslenmelerini bilinçli yapmaları çok faydalı oluyor.
25 yıllık jinekolog, 1.5 yıllık çocuk uzmanlığı tecrübemle ben ne anneden ne de bebekten vazgeçebilirim. İster vajinal doğum isterse sezaryen doğum olsun anne ve babaların gebelik ve doğum eğitiminden geçmesini çok önemsiyorum.
Girişgin Aile Danışmanlık bünyesinde ebelerimizle birlikte bu eğitimleri çok güzel yürütüyoruz. Salgın sürecinde bireysel aile alabileceğimiz gibi 3 aileyi büyük bir salon içerisinde mesafe ve antiseptik kurallara titizlikle uyarak alabiliyoruz.
Doğuma hazırlık bilgileri doğumun son 5-6 haftalık sürecinde nelere dikkat edeceğiz, doğuma gelirken neler getireceğiz, bebeği nasıl tutacağız, nasıl emzireceğiz, loğusalıkta nasıl besleneceğiz?
Doula görevi görecek olan biri var mı? Kocası mı olacak, özel doula mı getirecek? Annesi ya da kız kardeşi mi olacak? Doğum esnasında soğukkanlı olup sırt masajı, gebemizin banyosu, nefes egzersizler i konusunda eğitim alacak kişi kim ise bu bilgilendirme hizmetlerimizde o kişinin gebeye iştirak etmesi daha uygun olacaktır.
Riskli gebelikler doğum öncesinde tarafımdan belirlenmiş olup sezaryen hazırlıkları da öncesinden yapılmış oluyor.
SSVD(Sezaryen Sonu Vajinal Doğum)
Eski seksio gebelerimiz SSVD düşünüyorlarsa elbette ona yönelik bilgilendirme ve gerçekten vajinal doğuma uygun vakamı öncesinde değerlendirmek ve kararlı olmak gerekiyor. Türkiye ‘ de SSVD hiç konuşulma iken 1997-2000 yılları arasında Bugün profesör olan Ali Acar hocamızla yayın yaptığımız oldukça yüksek sayıda SSVD annemiz oldu. Özel muayenehanecilik tecrübem ile şunu tespit ettim bazı gebelerimiz yarı yolda vazgeçiyorlar. Anneleri, kocaları vazgeçebiliyorlar. Doğum sürecine tahammül etmek kararlılığını sürdüremiyorlar.
SSVD takibi zor ve riskli olduğu için elbette ücrette yüksek alınıyor. Oldukça riskli genişletilmiş onam formlarını imzalamanız gerekiyor. SSVD planlanıp rahim yırtılıp neredeyse ölmek üzere olan gebelerimize 5-6 ünite kan verilerek hayatları ancak kurtarılabilmiştir. Bebeklerde ölmüştür.
Lakin aileler asla ekibi suçlamamışlardır. Çünkü kendileri tercih etmişti.
Jinekolog olarak anne ya da bebeği ya da her ikisini tehlikeye sokabilecek kararlara imza atmayacak kadar tecrübeli bir hekimim. Yıllarca devletin doğum hastanelerinde nöbetle ömrümü geçirdim. Medyada rahmi yırtılan, bebeği ölen, kendisi rahmini kaybeden SSVD vakaları da asla paylaşılmaz.
Ben bütüncül tıp yaklaşımı sergilerim. Anne bebek, vulva vajen,cinsel hayat ve orgazm, disparoni,sistosel, rektosel, perine anüs yırtıkları…
Yeni teknolojilerle 4 sezaryen rahat yapılırken Suriyeli kadınların 7. Sezaryeni oluşuna tanıklık ettim.
Epidural,spinal anestezi sezaryen lüksünü çok arttırmıştır. Artık vajinal doğum gibi 1 ya da 2 gün hastane de kalmak kafi gelmektedir.
Ten tene temas, bebeği görmek, sesini duymak çok kolaydır. Emzirme farkı olduğuna da asla inanmıyorum.
Emzirmek çok çok ayrı bir bilinç, kararlılık ve fedakarlık istiyor. Vajinal doğum yapıp bebeğini 2-3 aydan fazla emzirmeyen çok kadın gördüm sezaryen olup hatta çalışıp bebeğini 2,5 yıl harika emziren anneler de tanıdım.
İster vajinal doğum ister sezaryen doğum yapmış olunuz cennet sizin ayaklarınızın altındadır. Annelik en harika, en kutsal nimettir. Radyoda bir gün işittim ki bir bey “ Sezaryen olan kadınlar asla anne olamaz, annelik sevabını alamaz, emziremez, günahlarına doğum kefaret olamaz diye bas bas bağırıyordu. Kimse kendisini Yüce Yaratıcımızın yerine koyma edepsizliği göstermemeli ve bilmelidirler ki kadınlarımıza, hekimlerimize iftira ederek kul hakkına giriyorlar.
Annelik duygusunun, bilincinin, emzirmenin zerre kadar doğum şekli ile alakası yoktur. Üvey anne şiddeti, öz anne şiddeti, tembellik, merhametsizliğin 5-10 saatlik vajenden bebek çıkışı ile yok olacağını sananlar cehalet içerisindeki kişilerdir.
KENDİ DOĞUM ŞEKLİM
Ben hekim olarak ailem, çocuklarım için her şeyin en iyisinin olması için çabaladığım halde ilkokul mezunu yalnızca 2 vajinal doğum yapmış, bu iki çocuğu emzirmemiş; mama ile bisküvi, pirinç unu ile büyütmüş, ambalajlı gıdalarla hayatını pratikleştirdiğine inanan ev hanımı kadından şu sözleri işittim.
“ Sen anneliği ne bilirsin, sen doğum bile yapmadın.”
Evet ben de 3 kez sezaryen oldum. Bir bebeğim de karnımda iken öldü. Onu vajinal düşürdüm ve çok acı çektim. Benim ilk 2 sezaryenim Genel anestezi ile oldu ve çok ağır geçmişti. Ben PCOS hastasıyım.
İlk gebeliğim klomenle, ikizlerim METRODİN HB. Ampulleri ile tedavi olurken gerçekleşti. Hamza 40 yaşımda kendiliğinden oldu. Tedavi, yardım almamıştım
İlk gebeliğimde hocalarım bebek biraz iri. Çok emek verdik, 6 ay yatarak ( raporlu) geçirmiştim. Devamlı sancı ve kanamalarla geçen ağır bir gebelik süreci yaşamıştım. Doğumlarda oksijensiz kalmış denen bebekler de var öyle değil mi? Ya da küvözde aylarca uyutulan bebekler. İşte bana hocalarım “
“Riske atmayalım, bebeği sezaryenle alalım.” dediler ben de kabul ettim.
İkizlerim 36.haftaya kadar zor dayandılar. 28 haftadan sonra sürekli istirahat ve ilaçlarla karnımda tutabildim. 2900 gram kız,2400 gram erkek bebek dünyaya getirdim. Oğlum 15 gün ememedi. Sarılık oldu. Testisleri balon gibi şişti. Kan şekeri 30’a kadar düştü. Sürekli sütümü sağdım ve mama vermeden midesine tüp sokarak, enjektörle ağzına damlatarak prematüre bebeğin taşıyacağı risklerden onu korumaya çalıştım. 15 günde emmeyi öğrendi ve hızla kilo aldı.
Hamzacıkla geçen hamileliğim en kolay hamilelikti. 41 yaşımda en kolay spinal anestezi ile ablaları ameliyathanede iken meslektaşım Gülgün Köseoğlu ile ameliyat esnasında sohbet ede ede doğdu.
Tüplerimi bağlatmadım.( Belki 4. Sezaryen olurum, belki kordon kanı ya da kök hücre gereken bir durum olur, geleceği Allah’tan başka kimse bilemez düşüncesi ile bağlatmadım. Ayrıca tüpleri bağladıktan sonra adet bozuklukları, kasık ağrısı yaşayan,vajinal salgım değişti diyen jinekolog hastalar gördüm.)
Spinal anestezi ile çok çabuk ayağa kalktım. Çok rahat emzirebildim. Bir gün sonra taburcu oldum.
Asistanlık yıllarımın stresi ile hamileliklerim çok kötü geçmişti.41 Yaşımda en kolay hamilelik ve sezaryeni yaşamıştım. Bir bebeğim ölmüş ve onu düşürürken de çok acı çekmiştim. İlk kızımı süt iznime gidemedim, jinekolog olmanın bedeli olarak izin verilmedi. Ben sağarak 6 ay kendi sütümle besledim. Çok acı bir duygu. Memelerinizden süt damlar hatta bazen yeşil formama bile geçerdi. Ama bebeğimi kucağıma alıp emziremedim. Doğum sonu 42. Günde işe başladım ve hiç iznim de kalmamıştı. Şimdi tıp öğrencileri yazmıyor işte kadın doğum. Yiğenim aile hekimi oldu. Ben de kesinlikle aile hekimi olurdum bugün tıbbiyeyi bitirmiş olsaydım.
İkizlerim biberon alınca memeyi terk ettiler. Mama almadılar yine sağarak 8 ay kendi sütümle besledim. Memelerim yara olmuştu. Şimdiki gibi güzel sağma makineleri yoktu 2000 yılında. Ama Hamzacığı doya doya 27 ay emzirdim. 22 ay çalışmadım. Çocuklarımla gezdim, tatillere gittik. -HAMZA BEBEK DOĞDU.-Ansiklopedimi yazdım. Hamzacığı sütten ayırmak çok zor oldu.
Özetle şunu demek istiyorum; Annelik her halükarda dünyanın en zor mesleğidir. Kimsenin hele de cahil cühela takımının kadınlarımız üzerinde korku ve aşağılama cümleleri kurmaya hakkı yoktur.
Gençken insan bir şey diyemiyor. Doktor da olsanız sineye çekip sabrediyorsunuz. Yaş kemale eren kadınlarımıza sesleniyorum. Genç kızlara sevgi, sabır, güzel sözler ve cesaret veriniz. Yoksa lütfen susunuz. Dil afeti ile ölüp gitmeyiniz! Şu acımasız ve kısacık dünya hayatımızdan.
DOĞUM ŞEKLİ KADININ TERCİHİ OLABİLİR Mİ?
Evet bence olabilir.
“Ben de doğum yapacak ne cesaret, ne kuvvet ne de azim var!” diyen hastalarım olabiliyor.
Önceki yaşanmış doğumda vakum takılması, derin yırtıklar, makat onarımı, bağırsak vajen arası fistül gelişip kakası vajenden gelen kadınlar nasıl bir daha vajinal doğuma cesaret edebilsin ki.
Vajinal doğum sonu jinekologlar doğumevlerinde her gün ya da ayda kaç tane makat, anüs, kalın bağırsak yırtığı onarımı yapıyor?
Ben doğum korkusu yaşayan gebelerime isterlerse özel danışmanlık vererek hazır hale getirmeden asla vajinal doğuma zorlamıyorum. “İllaki sezaryen istiyorum!” diyen anne adaylarımızın tercihine de anlayış göstererek sezaryene alıyorum.
Doğum şekli, doğum ekibi nasip işi. Bebeğinize ilk kim dokunacak? Kim göbek bağını kesecek?
Plasentayı alıp gömecek misiniz?
Şu salgın döneminde enerji ve frekanslar konusunda daha fazla araştırmalar yapıldı. Loğusalığın ilk 40 günlük süreci en önemli süreçlerden biridir. Anne ve bebeğin korunması, sevgi, ilgi ihtiyacı kimlerce karşılanacak? Kim anneye, bebeğe dokunacak?
HEKİMLERİN YAKLAŞIMI
Gebe takibi yapan hekimlerin vajinal doğum tecrübesi yanında gördüğü riskli gebelik ve hukuki davalar doğum şeklinize tesir edebilir. Örneğin ben anneyi de bebeği de riske atmayı sevmem. Tedbirciyimdir. Gözü kara bir cerrahım,25 yıl Türkiye’nin en çok doğum yaptırılan üniversitesinde yetiştirildim makat, ikiz, vakum takma, SSVD, Forceps öğrendim. Lakin son 10 yılda insanımız çok olumsuz değişim yaşıyor. Yasalarda hekime ne kıymet veriyor ne de koruyor.
Ev doğumunda ebeler risk alırlar. Çünkü bir terslik yaşanırsa ailelerin hiç sesi çıkmaz. Doğum sonu kanama ile Karaman’da ev doğumu sonrası ölen kadın oldu. “Ev mezbahaya dönmüştü” dedi kocası sustu. Şikayet mikayet etmedi. SSVD. rahim yırtılıp geldi hastaneye bebek ölmüştü, 2 hoca 6 saat ameliyat etti ve 8 ünite kan verildi ailenin gıkı çıkmadı. Takip eden ebe Evde SSVD. takibi yapmak hatta 3. Sezaryen makat gelişe manevra yapıp döndürmekle övünmeye devam eder.
Meslek yasamız var mı? YOK? Herkes şifacıyım diye kendini göklere çıkarıyor?
Ev doğumlarında aile “Kendim ettim kendim buldum der, susar. “Lakin hastanede iş değişir. Doktor bakmadı olur. Doktor hatası denir. Kimse kader, nasip demez. Ölen her bebek, her anne hekime tapuludur. Hekim diyet öder. İsmi kirletilir, küfredilir, mahkemeye verilir, sarı zarfla hesap sorulur.
Benim için doğum yapmak da yaptırmak da meziyet ister.
Ben anne bebek için en uygun olanı seçmeye çalışırım. Riske atmak istemem. Hiç mahkemelik olmadım çok şükür. Ama bir bebek oksijensiz kalır ise vijdanen huzursuz olurum. O nedenle ne olursa olsun illaki vajinal olsun diye ısrar etmem.
Şunu da belirtmek isterim ki benim için anne ve bebeğin mutlulukla buluşması, babanın yanlarında olması, annenin en az 6 ay sadece anne sütü verebilmesi, hayırlı ve sağlıklı evlat olması, ailenin gülmesi her şeyden daha önemlidir.
Doğumsal özürlerde elbette sezaryen de vajinal de olsa ailelerimiz ve bizler için sıkıntılı anlardır.
Tüm gebelerimiz için her şeyin hayırlısı olsun. Anne ve bebek en güzel şekilde buluşsun.